![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() |
![]() |
sson |
![]()
İleti
#1
|
||||
![]() I came back and the dead came with me ![]() Grup: Yönetici İleti: 1,743 Katılım: 31-May 07 Üye No.: 15 ![]() |
YEDİNCİ GEMİ FİLM BİLGİSİ
“Sırada ne var?” …diye sorar bu ustaca kaleme alınmış, hayatın acı gerçeklerinden bir kesit sunan ve Jonathan Levine’nın (The Wackness) yönetmenliğini yaptığı filmdeki karakterlerimizden biri. Hayatımızın her anında karşılaştığımız soru da bu değil midir zaten? İşimizi değiştirsek de, sevgilimizden ayrılsak ya da yeni bir ilişkiye başlasak da, yeni bir şehre taşınsak da veyahut bir dakika sonra ne yapacağımıza karar verirken bile hayatımız durmaksızın değişiyor, gelişiyor ve bunu sağlayan da önemsiz gibi görünen kararlarımız oluyor. Yaşanacak her ânın yeni bir tecrübe olduğuna inanıyoruz çünkü aksi hem ürkütücü hem de akla yatkın değil. Sırt ağrısı nedeniyle doktora giden 27 yaşındaki Adam nörofibrosarkoma yakalandığını öğreniyor. Kısacası, omurgasındaki sinir dokularını etkileyen bir kanser türü. Doktorunun kullandığı anlaşılmaz ve buna rağmen insanın gözünü korkutan terimlerle boğulan Adam hastalığı kendi araştırmaya karar vererek hayatta kalma şansının %50 olduğunu öğreniyor. Filmin konusundan duygu sömürüsü yapan bir trajedi olduğunu çıkarırsanız yanılırsınız. 20’li yaşlardayken kansere yakalanan ve üstesinden gelmeyi başaran senarist Will Reiser konuya oldukça hâkim olduğunu gösteriyor. Bu ilk elden aşinalık filmin doğallığının altında yatan neden belki de. ![]() Seattle Devlet Radyosu’nda çalışan Adam sürekli spor yapan, ne sigara içen ne de uyuşturucu kullanan ve hayatını dar bir çerçevede yaşayan biridir. Daha otuzuna bile gelmemişken ve yaşam tarzına bakıldığında turp gibi olması beklenirken kötü huylu bir tümöre yakalandığı ve kemoterapi görmesi gerektiği haberi beklenmedik bir şok yaratıyor. Başlarda paniğe kapılan Adam git gide kayıtsızlaşmaya başlıyor. Ressam sevgilisi Rachael ona destek olacağını söylese de böyle bir duruma hazırlıklı olmadığı çok net anlaşılıyor. Kocası zaten Alzheimer’la boğuşan Adam’ın annesi Diane oğluna yardımcı olmak istiyor ancak aşırı tepki verme ve dizginleri ele alma huyu Adam’ın tereddüt etmesine neden oluyor. Adam’ın en yakın arkadaşı Kyle ise olaya iyi tarafından bakarak kendi korkularını ve kafa karışıklığını maskelemeye çalışıyor. Kendini yalnız hisseden ve kimsenin derdini anlamadığını düşünen Adam teselliyi tecrübesizliğini insani duygularıyla kapatan genç bir psikolog olan Katie’de buluyor. Katie’nin işini kolaylaştırmasa da onu anlamaya çalışması, metanetli yüzünün arkasındaki korkularını kimsenin görmediği bir şekilde görmesiyle, belki de kazanamayacağı bu savaşta Adam’a ihtiyacı olan şeyin bu olduğunu hatırlatıyor. ![]() Bukalemun gibi her role uyum sağlayabilen bir yapısı olan Joseph Gordon-Levitt için Altın Küre’den sonra Oscar adaylığı da gelebilir kanımca. Seattle sokaklarında koşarken caddenin boş olmasına rağmen yayalar için yeşil ışığın yanmasını bekleyen Adam daha filmin ilk dakikalarından itibaren izleyiciyle bütünleşmeyi başarıyor. Morali bozulduğında, yaşadığı zorluğu dışa vurduğunda ya da annesini aramayı beceremediğinde bunun kendi kişisel gelişiminin bir parçası olduğu hissini veriyor. En önemlisi de Joseph Gordon-Levitt hayat verdiği karakterin hayal ürününden ziyade içimizden biri olduğuna inandırmakta zorluk çekmeden empati kurmamızı sağlıyor. 50/50 kıyısından köşesinden geçse de ve üzerine parmak bassa da kanser hakkında bir film değil aslında. Ana fikir bundan çok daha derin ve de evrensel. Kontrolümüz dışında olan ve hayatımızı bir anda tepetaklak eden faktörlerden bahsediyorum burada. Mevzubahis, kazanmak-kaybetmek ve hatta ölüm-kalım savaşı olduğunda Adam kendi hayatına dışarıdan biriymiş gibi bakarak hem korkuyor hem de kızıyor. Vakit ayırıp da yapamadığı, görmek isteyip de göremediği, hissetmek isteyip de hissedemediği şeyler için kendine kızıyor. O güne kadar bir kıza “seni seviyorum” diyememiş olması bile içinde büyük bir ukde olarak kalıyor. Nihayetinde zaman kimseyi beklemez ve sahip olduğunuz her an hazinedir. -------------------- Too bad we'll never know, if this is a face you could learn to love.
|
||||
santrifuj |
![]()
İleti
#2
|
Üye ![]() ![]() Grup: Üyeler İleti: 13 Katılım: 20-February 08 Üye No.: 1,994 ![]() |
imdb puanı ve yorumlardan dolayı farklı beklentim olduğundan bayıldım diyemem bu film için. müzikler harikaydı, arkadaşının alttan alttan onu düşünmesi, ve bu durumda olmasına rağmen bu kadar kontrollü davranaması, nasıl deyim film pek kara mizah sayılmazdı bence.
|
mezdap |
![]()
İleti
#3
|
![]() My eyes seek reality... ![]() Grup: Müdavim İleti: 748 Katılım: 21-August 08 Nereden: ist-rize Üye No.: 4,428 ![]() |
Yorumlar meraklandırdı beni, mutlaka izleyeceğim ilk fırsatta. Ellerine sağlık sson.
![]() -------------------- |
![]() ![]() |
![]() |
Basit Görünüm | Şuan: 7th December 2019 - 04:21 PM |