![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() |
![]() |
sson |
![]()
İleti
#1
|
||||
![]() I came back and the dead came with me ![]() Grup: Yönetici İleti: 1,743 Katılım: 31-May 07 Üye No.: 15 ![]() |
YEDİNCİ GEMİ FİLM BİLGİSİ
Moneyball herkesin aşina olduğu alelâde bir spor filminden çok daha ötesi. Sizi gaza getirecek müzikler eşliğinde antrenman sahneleri bekliyorsanız hiç heveslenmeyin. Oyuncularına ilham verecek antrenörler, takımı sezon sonunda zora sokacak dramatik sakatlıklar, romantik bir alt hikâye ya da ölüm kalım maçı da yok bu filmde. Son söylediğim var aslında ama o ânın üzerinde durulmadan direkt yarattığı sonuca odaklanıldığı için aynı kategoriye giriyor. İçinde klişeler barındırmayan ve izleyiciyi bel altından vurmayan bir spor filmi çekmek gerçekten cesaret istiyor. Eğer ki ilginizi çeken şey saha içindeki heyecansa başka yerde aramaya devam edin derim. Zira Moneyball'ın derdi istatistiksel veriler yardımıyla hangi oyuncunun değerli, hangisinin gözden çıkarılabilir olduğuna karar veren ve takımlarının şampiyon olma ihtimâlini arttıracak en verimli yolu bulmak yolunda çaba harcayan perde arkasındaki kişilerle. Kulağa ne kadar banal gelirse gelsin film bize cümledeki önermeden çok daha fazlasını vaadediyor. Yönetmen Bennett Miller (Capote) ile senaristler Steven Zaillian (American Gangster) ve Aaron Sorkin (The Social Network) ana fikri ve bundan çıkarılabilecek manaları kendilerine has bir anlatım tarzıyla işliyorlar. Moneyball bakış açısına göre bayzbolu seven, sevmeyen ya da benim gibi hiçbir şey anlamayan izleyicileri orta noktada buluşturabilmeyi başarmış bir film aslında. ![]() Billy Beane’nin (Brad Pitt) liseyi bitirdikten sonra hayatını etkileyecek bir tercih yapması gerekiyordu. Ya Standford Üniversitesi’ne gidecek ya da beyzbola yönelecekti. İkisi arasında karar vermek Billy için kolaydı, ancak yıllar süren başarısızlığı ve oyununu ileri aşamaya taşıyamaması Billy’nin sahne ışıklarından çekilmesi ve Oakland Athletics’in genel müdürlüğüne getirilmesiyle sonuçlandı. Birbirini kovalayan başarısız sezonların ve kendilerine ayrılan şaka gibi bütçenin ardından Billy takım için değişim zamanının geldiğine karar verir. 25 yaşındaki oyuncu analisti Peter Brand’in (Jonah Hill) de yardımıyla Billy sözde yıldızlarını gözden çıkararak, aldıkları paranın hakkını verecek değeri bilinmeyen oyuncuları kadroya katarak takımı yeniden oluşturma yoluna gider. Antrenör Art Howe (Philip Seymour Hoffman), Billy’nin aklını kaçırdığını düşünse de yaklaşan yeni sezon nedeniyle duruma uyum sağlar. Takım gözle görülür bir gelişme kaydetmediği takdirde Billy’nin şöhreti de kariyeri de son bulacaktır. Michael Lewis’in "Moneyball: The Art of Winning an Unfair Game" adlı kitabından uyarlanan Moneyball spor kulüpleri yönetimindeki uzlaşmaz ve kurnazlık isteyen politikaları ustaca ele alan bir yapım. Çoğunlukla oyuncu anlaşmalarına odaklanan film profesyonel beyzbol oyuncusu olarak kendinden bekleneni veremeyen ve bunu başka bir alandaki başarıyla telafi etmek isteyen Billy Beane’nin hayatına da parmak basıyor. Oyuncularını alışılagelmişin dışında, rakiplerinin dikkate almaya tenezzül bile etmediği istatistikler ve olasılıklara göre seçen Billy’nin evliliğinin de işine olan bağlılığından ve kendini ispat etme çabasından yürümediği anlaşılıyor sanki. Maçları izlemek yerine soyunma odasında egzersiz yapan Billy’nin işinin gereği dışında beyzbola ne kadar ilgi duyduğu da tartışmalı bir konu. Hatta filmin ilerleyen bölümlerine bütün sporları da kapsayacak şekilde “Kazandıysak ne olmuş yani?” diye soran ve bir hastalığa çare bulmadığının ya da dünyayı değiştirmediğinin farkında olan Billy’nin inandığı değerler aynı zamanda beyzbolun şanına ihanet etmeyecek kadar güçlü. ![]() Başından sonuna sahnenin Brad Pitt’e ait olduğu filmde diğer karakterler yeterli derinliğe sahip olmasa da amaca hizmet ediyor. Sahne ışıklarını Pitt’ten kısa süreliğine de çalan biri varsa o da doğallığı ve sevecenliğiyle Billy’nin kızını canlandıran 13 yaşındaki Kerris Dorsey. Birlikte aldıkları gitarla filmin sonunda babasına söylediği şarkı ve Blly’nin, kızına olan sevgisinin yansıması olan yüzündeki ifade filmin zirve yaptığı anlardan biri. Kamuoyu ve spor basınının kısa süreli bellek sorunu yaşadığı bir dünyada son maç hayal kırıklığıyla neticelendiği sürece Billy’nin takımı ileriye taşımış olması hiçbir şey ifade etmiyor elbette. Son maçı sulandırmadan, potansiyel bir yenilginin Billy’nin itibarına olası etkilerine odaklanılması filmin diğer artılarından biri. Billy Beane’nin kusurlu ama bir o kadar da cesur ruhuna empatik bir şekilde yaklaşan “Moneyball” bu yılın en iyilerinden. "Hepimize gün gelir hayatın, çocuk oyuncağı olmadığı söylenir. Ne zaman söyleneceği meçhul tabii. Bazımıza 18'inde söylenir, bazımıza 40'ında söylenir ama hepimize söylenir." -------------------- Too bad we'll never know, if this is a face you could learn to love.
|
||||
![]() ![]() |
![]() |
Basit Görünüm | Şuan: 10th December 2019 - 12:39 PM |