Nefret Ettiğiniz Reklamlar, İnsanı yaşamaktan soğutan reklamlar... Ayarlar

[kurt_thewolf]

Gerçi başlığa pek uymayacak ama Mehmet Ali Alabora’nın oynadığı İş Bankası (Bankamatik) reklâmını çok beğendim. Temasına sadık, reklâm boyunca onu geliştiren, yarattığı ciddi havanın altında ölçülü bir mizah barındıran, sonuna kadar da bu mizahı sürdürerek amacına ulaşmış bir iş kanımca. Bunda Alabora’nın başarılı oyununun da payı büyük. O ciddiyet bünyesinde karakterin ciddiyetindeki saflığa odaklanmasını bilmiş, böylece bankamatik kullanan insanların onunla rahatlıkla özdeşlik kurmasını sağlamış. Her rastladığımda sonuna kadar izlemekten zevk aldığım bir reklâm. Türkiye’de reklâm bütçesi en fazla olan (benim uydurmam değil, çeşitli kaynakların yalancısıyım) Turkcell’in “merak ne güzel şey” diyerek yaz boyu biz fanîlere hayatın anlamını sorgulattığı (!), şimdilerde de “dıt dıt dırıt dıt” sloganı ile aklımızı yerinden fırlattığı üstün yaratıcılık eseri başyapıtlarını (!!) görünce bu reklâm filminin, toplantılarında beyin fırtınaları yapan bazı kreatif ekiplere ilhâm vermesini umuyorum.

Ancak sevgili Funkster, geçenlerde haberleri izlemişseniz bu güzelim reklâmın heba olduğunu göreceksiniz. Tam da bu reklâmın dönmeye başladığı günlerde ana haberlere konu olan bir olay yaşandı. Bir yurdum insanı, bankamatik kartını yutunca banka çalışanlarına ne yapması gerektiği sormuş ve çalışanlardan bankamatiğin önünde beklemesi cevabını almış. Sonra ne yapmış bu vatandaş? Mehmet Ali Alabora'nın da dediği gibi çoğunun üstü açık olan bir bankamatik değilmiş maalesef. Etrafı kapalı olup bir de kapısı bulununca yurdum insanı da almış bir zincir ile kilit, vurmuş kapıya. Yani tam da bu güzel reklâmın döndüğü günlerde bu olayın yaşanması, benim gibi izleyenler için çok abes gelmiştir. Yine de reklâma laf yok tabii.

[baritonverdi]

Mutfak tüpü olayını ben de seksenlerden hatırlıyorum hayal meyal. Reklam olayına gelince, benim asıl uyuz olduğum şey şu zırt diye orataya çıkan ve üst köşede yazan "Tanıtıcı Reklam" yazısı. reklamın tanıtıcı olmayanı mı var ki tanıtıcı reklam yazıyorsun, ne saçmalık.

Bu ileti baritonverdi tarafından Oct 15 2009, 12:36 AM yeniden düzenlenmiştir.

[hasta]

Mutfak tüpü olayını ben de seksenlerden hatırlıyorum hayal meyal. Reklam olayına gelince, benim asıl uyuz olduğum şey şu zırt diye orataya çıkan ve üst köşede yazan "Tanıtıcı Reklam" yazısı. reklamın tanıtıcı olmayanı mı var ki tanıtıcı reklam yazıyorsun, ne saçmalık.

Bildiğim kadarıyla bu RTÜK'ün kurallarından kaynaklanıyor. Herhangi bir yayın devam ederken zırt diye reklama girmek yasaktı eskiden. Mutlaka yayınla reklamlar arasında bir geçiş görüntüsü olmalı. Sivri akıllı televizyoncularımız böyle bir açık farketmiş olsalar gerek ki kurallarda, hemen doldurmuşlar boşluğu Bir de AB uyum süreci kapsamında bu radyo-televizyon kanununda da değişiklikler olacaktı ama henüz bir gelişme yok sanırım. Özellikle reklam süreleri kısalacak diye duymuştum ama hâlâ yedi dakikalık reklam sınırını sonuna kadar zorluyorlar.

Özellikle nefret ettiğim bir reklam gelmiyor şu anda aklıma ama hazır bir banka reklamının konusu açılmışken ben de Garanti Bankası hakkında genel bir görüş belirteyim. Türkiye'nin en büyük dört bankasından biri olan bu bankanın reklamları ne kadar "ucuz"! Daha uygun bir kelime bulamadım bundan. "Bayağı" da diyebiliriz. Ciddi bir reklamcılık sıkıntısı yaşıyorlar. Hele o Obama reklamını hâlâ unutamıyorum. Yayınladıkları her reklamla marka değerlerini düşürüyorlar. Köklü bir değişime ihtiyaçları var reklamcılık alanında.

Bu aralar reklamcılık konusunda favorim kesinlikle Arçelik. Hem sade, hem de göz alıcı, gözünüzü alırken de yormayan ilginç ve başarılı bir teknikle tüketiciyi kendine çekiyor. Marka değerine değer katıyor.

[Funkster]

Ben yine başlığa ters düşeceğim ama yazmak istedim. Anadolu Sigorta'nın 85. Yılı temalı reklâm filmini çok beğendim. Hatta bugüne dek gördüğüm en iyi Atatürk canlandırması buydu herhalde. Şu sıralar Veda'nın karizma fukarası Atatürk'ü ve Dersimiz Atatürk'ün balmumundan yapılma Atatürk'ünün yanında Makedonyalı Mustafa Preşeva'nın canlandırdığı Atatürk, bunların hepsine ders verir nitelikte olmuş. İnanılmaz bir doğallık ve benzerlik var. Reklâmın dramatik yönü de oldukça güçlü. Yaklaşık 100 saniyelik şu reklâm, sanki hiç çekilmemiş 180 dakikalık Atatürk filminden alınmış bir sahne sanki. Hele merdivenlerden inerken boşluğa attığı saniyelik bakışı olağanüstü. Anadolu Sigorta şöyle iyidir veya kötüdür, Atatürk reklâmlar aracılığıyla meta olarak kullanılmaktadır vs. işlerini bir kenara bırakıp keyfini çıkarmak gerek.

[KıvılcımArduc]

11833 reklamları için tam bir reklam nekadar daha kötü olabilir ki diyordum ki bir anda Tv de yeni 11833 reklamı belirdi. Elimde kumanda ile şokta geçirirken yabancı bir kadın iğrenç bir ses ile 33 diyerek janjanlı elemanla dans edişlerini izledim.

Bu reklamı izledikten sonra kim birdaha 11833'ü arar diye düşünmeden edemedim, bu reklamı yazanda çekende rakip firmanın adamları olsa gerek.

[hasta]

11833 reklamları için tam bir reklam nekadar daha kötü olabilir ki diyordum ki bir anda Tv de yeni 11833 reklamı belirdi. Elimde kumanda ile şokta geçirirken yabancı bir kadın iğrenç bir ses ile 33 diyerek janjanlı elemanla dans edişlerini izledim.

Bu reklamı izledikten sonra kim birdaha 11833'ü arar diye düşünmeden edemedim, bu reklamı yazanda çekende rakip firmanın adamları olsa gerek.

"Reklamın iyisi kötüsü yoktur" sözü eğer gerçekse, ki ben buna hiçbir zaman inanmamıştım, eğer gerçekse bu reklam tersinden de olsa çok başarılı oldu. Çünkü bütün Türkiye bu saçmalığı konuşuyor Bence halkımız gönlündeki bilinmeyen numaralar hizmetini 11833'te bulacak

118 reklamlarının hepsi birbirinden kötü, hepsi bu alanda birbirleriyle yarış içinde. İbrahim Tatlıses'in gevrek sesiyle 1-1-8-18 alemin kralıyız biz gibi bir şeylerin saçmalandığı 11818 reklamı, İbrahim Tatlıses vurulduktan sonra yeniden piyasaya çıkmıştı. 11810'un ilginç seçmece hatunların bulunduğu "O"na sor reklamı ve bir de 11880'in basın açıklaması yapan elemanları vardı. Hepsi en kötü hangimiz olacağız diye rekabet içindeyken, bence 11833 işe son noktayı koydu

Bu ileti hasta tarafından Apr 13 2011, 11:26 PM yeniden düzenlenmiştir.

[hasta]

Yerli dizilerde alenen yapılan Coca-Cola reklamları mide bulandırmaya başladı. Sanal zımbırtı yerleştirme yöntemi diye bir şey çıkmış, altyazıyla uyarı geçiyor. Bir anda dizinin gidişatı kola reklamına dönüyor, tiskinç, yivrenç, miğde bulandırıcı Masanın ortasına yerleştirilen kocaman bir kola şişesi, herkesin tabağının önünde Coca-Cola marka baskılı özel bardaklar.

- Ne içersiniz?
- Tabii ki Coca-Cola!
- Balığın yanında da en güzel o gider!

Yürrüüü, anca gidersin!

[mezdap]

Tiskinç lafı biraz hafif kalmış. Yerel Rtük'ümüz kızmasa ben daha ağırlarını söylerdim.

[Clint Eastwood]

Bunun reklam dilinde adı agresif reklamlıktır. Aptala öğretir gibi ezberlettirirsiniz 188 33 diye meselâ. Ama şöyle bir yanı var ki, çoğu zaman ters teper. Özellikle de bu kadar geç piyasaya girdiyseniz, mesela dün bir 118 hizmetini aramam gerekti ama aklıma ilk 33 gelmesine rağmen 18'i aradım. Neden mi adama kıl oldum çünkü.

Agresif reklam kısa süre dönmek zorunda. Bu arada 118'li hatların hepsinin reklamları agresif tabi.

Şu sıralar en sevdiğim reklam ise küçük Darth Vader...

Bu ileti Clint Eastwood tarafından Apr 19 2011, 10:09 AM yeniden düzenlenmiştir.