![]() |
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() ![]() |
![]() |
kumkuma |
![]()
İleti
#16
|
![]() Üye ![]() ![]() Grup: Üyeler İleti: 12 Katılım: 9-June 08 Üye No.: 3,969 ![]() |
Hem ingilizce kitap okumak hem de gülmek isteyenlere Alışverişkolik serisini tavsiye ederim.
İngiliz best seller yazarı Sophie Kinsella nın serisi. Sanırım 5 kitabı var ama devam niteliginde degiller. Yani hangisini okursanız okuyun zevk alacaksınız. Konusu, kitabın isminden de anlaşıldıgı gibi alışverişkolik bir kadın ve düştügü çok komik durumlar. Valla tramvayda felan okurken kendimi kaybedip güldüğüm çok oldu. Tabi ben de potansiyel alışverişkolik oldugumdan kendimden bir parça da bulmadım dersem yalan olur ama kimse onun gibi olamaz ![]() üç kitabını okudum. ikisini ingilizcesinden okudum. Kolay anlaşılırdı birgünde bitirdim. Tavsiye ederim ![]() -------------------- Wilson: "That smugness of yours really is an attractive quality."
House: "Thank you. It was either that or get my hair highlighted. Smugness is easier to maintain." |
carlitos |
![]()
İleti
#17
|
![]() Etkin Üye ![]() ![]() ![]() Grup: Üyeler İleti: 291 Katılım: 15-March 08 Üye No.: 2,601 ![]() |
kendini anlatmanın yolunu bulmalısınız bence önce. Bu belki sizde yazarak değil de, söyleyerek, çizerek ya da herhangi bir başka yolla oluyordur.
Ama, yok benim derdim sadece kendimi ifade etmek değil, ben yazmak istiyorum diyorsanız, yazınız önce. Öyle veya böyle. Yazınız. Beğenene kadar. Önce siz beğenin, sonra beğendirirsiniz zaten (ya da zaten başkalarının beğenmesine ihtiyaç duymazsınız çok da. sinmiştir bir kere içinize, sizdendir o işte. o kadar.) ben yazmak için özellikle bir kitap okumadığımı söylemeliyim size. geliyor ve yazıyorum. kaçıveriyor içimden. ama herkeste ve her zaman için böyle olmak durumunda değil. Benim yazdıklarıma yazı diyecek "yazar" da pek azdır herhalde diye düşünüyorum. insanlar günlerini, saatlerini veriyorlar, kelimelerini cımbızla seçiyorlar. ben, öncelikle türkçe'yi sevmenizi ve layıkıyla kullanmanızı tavsiye ederim. zaten bu adımdan sonra cümleleriniz ister istemez düzgünleşecektir. Ne tarz olduğu çok mühim değil, her tarzda ama iyi çevrilmiş kitaplar okumanız tabii ki dilinize ve kelime dağarcığınıza renk katacaktır. ben Oruç Aruoba (olmayalı, ile, yürüme üçlüsü, hani...) , Ece Temelkuran'ı (iç kitabı, kıyı kitabı, bütün kadınların kafası karışıktır...) dillerinden dolayı özellikle severim. Bir şey derler, okursunuz. Sonra bir kez daha okursunuz bambaşka bir şey olmuş o. Kur bağ la ma sadece bundan oluşur oruç'un bir kitabındaki bir sayfa mesela. Hayde bre! dersiniz belki, bu ne! Hemen kurbağlama (yüzme stili) gelir belki akla. Sonra şöyle bir vurguyla değiştiğini görürsünüz : Kur; bağlama! Haydi, düşün bakalım. Zaten sayfalarında Oruç'un kitaplarının koca koca boşluklar vardır. Ey okuyucu durma, der. Not al! Siz, özellikle akıcı ve sıkıcı olmayan bir kitap isteğinde bulunmuşsunuz. Bilemiyorum oruç veya ece sizi tatmin eder mi? içinizi de bayabilir belki. hakan günday deneyin mesela. Piç olabilir, Kinyas ve Kayra olabilir. Tezer Özlü olabilir, bambaşkadır o da. Irvin Yalom'u da özellikle öneririm. Öncelikle roman tipi kitaplarını okursanız çok güzel şeyler bulabilirsiniz. Nefessiz, bir solukta okuduğum, tekrar tekrar okumak istediğim kitapları olmuştur. Vedat türkali'nin Bir Gün Tek Başına'sını da okuyabilirsiniz. Bize üniversitede Türkçeci zorla okutmuştu ama güzeldi neyse. benden bu kadar. İyi okumalar size -------------------- .
I got a million different tunes in my heart And I am ready to show . |
Lancelot |
![]()
İleti
#18
|
![]() Etkin Üye ![]() ![]() ![]() Grup: Üyeler İleti: 106 Katılım: 12-January 08 Nereden: Symrna Üye No.: 1,211 ![]() |
Dilinize hakimiyet ise derdiniz, yabancı yazarlardan önce Sait Faik in tüm öykü kitaplarını okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Orta Okulda türkçe ders kitaplarında bulunan parçaları ile sınırlı kalmasın sait faik bilginiz. Hişt Hişt ve Dülger Balığı özellikle Favorilerimdendir.
"Bakkala koştum, bir kağıt bir kalem aldım. Adada, yaz günleri küçük gezintilere çıktığımda ufak odun parçalarını yontmak için yanımda taşıdığım çakımı çıkardım, kalemi yonttum, öptüm, yazdım. Yazmasam deli olacaktım." Böyle bir yazardan bahsediyoruz |
aykirises |
![]()
İleti
#19
|
Yeni Üye ![]() Grup: Üyeler İleti: 4 Katılım: 29-January 08 Üye No.: 1,421 ![]() |
Kendinizi ifade etmenin, kendinizi ifade etmeyi öğrettiğini iddia eden kitaplardan öğrenilemeyeceğini düşünüyorum ![]() hasta cok güzel soylemiş. özellikle bu kitapları okuyan babam sayesinde bu kitapların ne oldugunu cok iyi anlamıs oldugumu zannediyorum bahsedilen kitaplar genelde her şey sizde bitiyor siz mukemmelsiniz muhtesemsiniz gibi dolduruslarla okuyucu havaya sokuluyor ama bir dostoyevskinin beyaz geceleri okugunda emin olabilirsin ki kendini mukemmel hissetmeyeceksin ama seni derin bir düşünce kaplayacak. galiba seninde istediğin o dusunceler ![]() |
*MoNsiTa* |
![]()
İleti
#20
|
![]() Üye ![]() ![]() Grup: Üyeler İleti: 13 Katılım: 29-January 09 Nereden: İstanbul Üye No.: 5,681 ![]() |
Psikoloji/Psikanaliz ile ilgilenenlere Flora Rheta Shreiber'ın Sybil adlı romanını tavsiye ederim. 17 kişilikli bir kadının hayatını, iyileşme sürecini anlatıyor. Gerçekte olmuş bir olay. Çok güzel bir roman.
-------------------- *Don't Just Talk, Make It Happen*
|
Barış K |
![]()
İleti
#21
|
![]() Lord, help my poor soul. ![]() Grup: Müdavim İleti: 164 Katılım: 2-January 10 Nereden: Bilecik/Merkez Üye No.: 6,999 ![]() |
![]() QUOTE Dorothy ilk defa öldüğünde on iki yaşındaydı. En azından bana söylediği buydu. Delirdiğini düşünmüştüm ama şimdi ona inandığım için esas deli ben miyim diye merak ediyorum. Öyleysem bunların hiçbirinin önemi yok demektir. Ama değilsem… Eh, o zaman dünya benim düşündüğüm gibi bir şey değil demektir. Üstelik tek bir dünya yok. Kafanız karıştıysa canınız sıkılmasın. Benimki de karışmıştı. Okuyun, anlayacaksınız. Sonra karar verirsiniz: Ben mi delirdim yoksa siz mi? Hortum seni sürükledi. Şimdi hikâyeye baştan başlayacaksın. Aklını, kalbini, duyularını karıştıracak bir dünyayla karşı karşıyasın. Bu diyarda gündüzler karanlık turuncu, güneş siyah, geceler bembeyaz. Büyünün yerini bilim aldı. Hatırladığın herkes, her şey artık çok daha güzel, korkunç, acımasız. Yeniden keşfetmeye hazırlan: OZ’u ya da kendini! Adam Abi'nin Empati'den yıllar sonra yazdığı bu kitap benim için biraz hayal kırıklığı oldu. Oz Büyücüsü'nü okumadım ama sinema, televizyon sağ olsun kitabı ve farklı versiyonlarını önümüze koydu. Yani bir çoğumuz neler olup bittiğini biliyordur kitabı okumamış olsa da. Kitap da aşağı yukarı bunlarla aynı ilerliyor birkaç ufak farklılık dışında. Ama Adam Abi kitabın teşekkür kısmında o kadar çok övmüş ki Türkleri bitirmesinin sebebin Türk hayranları olduğunu belirtmiş ki kitabı beklentimi karşılamamış olsa da sıkılmadan okuduğum kitaplardan biri oldu. -------------------- "Sadece aptalların ciddiye alındığı bir dünyada yaşıyoruz. O halde “beni anlamıyorlar” diye üzülmek niye?" Oscar Wilde ![]() |
Barış K |
![]()
İleti
#22
|
![]() Lord, help my poor soul. ![]() Grup: Müdavim İleti: 164 Katılım: 2-January 10 Nereden: Bilecik/Merkez Üye No.: 6,999 ![]() |
![]() QUOTE ARKA KAPAK Klonlama uzmanı Doktor Davis Moore’un on yedi yaşındaki kızı tecavüze uğrayıp acımasızca öldürülür. Olay hakkında soruşturma açılır; ancak bir sonuca varılamaz. Aylar sonra Moore kızının eşyalarını polisten geri alır ve bunların arasında kazayla unutulmuş, içinde katilin DNA’sı bulunan küçük bir şişeye rastlar. İşte o an Moore’un beynine korkunç bir düşünce saplanır: Belki kızını değil ama onu öldüren adamı klonlama olanağına sahiptir. Peki kızının katilinin gözlerinin içine bakmaya ne kadar dayanabilecektir? Justin Finn, üç yaşına bastığında diğer çocuklardan farksızdır. Canlı, neşeli ve sevimli: Ondan zerre şüphe etmeyen anne ve babasının gözündeyse masum bir bebek. Ne var ki yüzü, bir gün mükemmel bir genetik kopya olarak soğukkanlı bir katilinkine tıpatıp benzeyecektir. Arka kapak özet niteliğinde olduğu için konudan bahsetmeme gerek yok sanırım. ![]() Havada kalan bazı sorular bıraksa da arkasında sıkılmadan bitirdiğim bir kitap oldu. Son sayfaları beni etkiledi biraz da üzdü. "Kendimi iyi hissettim. Yenilmez hissettim. Pişmanlık da duymadım. Kız için üzülmedim. Empati duymadım. Sevdiği ve geride bıraktığı insanları düşünmedim. Coyne ile benim aramdaki tek fark, ben diğer insanlar için hiçbir şey hissetmemenin kötü bir şey olduğunu biliyorum ve buna da fark denemez. Deidre Thorson'ın ailesi kızlarını öldüren adamın gözlerine bakamayacaklar fakat siz sizinkini öldüren adamın gözlerine bakabilirsiniz." -------------------- "Sadece aptalların ciddiye alındığı bir dünyada yaşıyoruz. O halde “beni anlamıyorlar” diye üzülmek niye?" Oscar Wilde ![]() |
hasta |
![]()
İleti
#23
|
![]() Dün, bugün, yarın... ![]() Grup: Yönetici İleti: 2,368 Katılım: 31-May 07 Üye No.: 1 ![]() |
Arka kapak özet niteliğinde olduğu için konudan bahsetmeme gerek yok sanırım. ![]() Havada kalan bazı sorular bıraksa da arkasında sıkılmadan bitirdiğim bir kitap oldu. Son sayfaları beni etkiledi biraz da üzdü. Bir insan doğuştan mı katildir, yoksa zaman içinde mi katile dönüşür? Her ne kadar insanın yaşadıklarının onun gelişiminde çok etkili olduğuna inansam da, bir yandan da bilimsel düşünüyorum ve doğal seleksiyonu hatırlıyorum. Doğa güçlüyü ve sinsiyi koruyor. Kötü insanların genleri daha sık aktarılıyor. Kısacası birçok katil bilimsel olarak katil içgüdüleriyle doğuyorlar ama bir kısmı bunu ortaya çıkarırken, bir kısmı kendini eğiterek bu içgüdüleri bastırmayı başarabiliyor. -------------------- Kendimden başka hiçbir eksiğim yok.
|
![]() ![]() |
![]() |
Basit Görünüm | Şuan: 10th December 2019 - 02:46 PM |